bugün
yenile
    1. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      türkçe gösterim adıyla 2001: uzay yolu macerası 1968 yılında stanley kubrick tarafından yönetilen bilim kurgu filmi. filmin ünlü bilim kurgu yazarı arthur c. clarke'ın kısa bir öyküsünden esinlenen senaryosu, kubrick ve clarke tarafından kaleme alınmıştır. film insanın evrimi, teknoloji, yapay zeka tematik unsurlarını işler ve bilimsel gerçekliği, öncü görsel efektleri, provokatif belirsizliği ve bazı yorumculara göre içerdiği gerçeküstü betimleme, geleneksel anlatım teknikleri yerine sessizlik ve asgari düzeydeki karşılıklı konuşmaları ile ün yapmıştır. gösterildiğinde aldığı çeşitli eleştirilere rağmen, günümüzde 2001: bir uzay destanı eleştirmenler ve izleyiciler tarafından gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri kabul edilmektedir. dört dalda oscar'a aday oldu ve görsel efekt oscar'ını kazandı. 1991 senesinde amerika birleşik devletleri kongre kütüphanesi tarafından "kültürel, tarihi veya estetik açıdan önemli" addedilerek, abd ulusal film arşivi'ne alındı.
    2. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sinematografik olarak döneminin çok üstünde olan bir film.
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      geleceği gören film ve kitap.
    4. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      muhteşem bir film. filmde yaratılan evren insanlığın geleceğidir. filmden önce bilim adamlarıyla beş dakikalık bir röportaj yapılmış, sonra filme koyulmamıştır. (bkz: insanlığın geleceği)
    5. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      izlerken ekrana mal gibi baktıran filmlerden. ya da ben öyle baktım bilemiyorum. 1968 yapımı olup film çekimleriyle insanın ağzını açık bıraktırır.
    6. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      öncelikle kubrick'in bu filmle birlikte üç filmini izledim. biri otomatik portakal, biri cinnet biri de bu. filmi eleştirmeden önce kubrick'in filmlerinden ürktüğümü, korktuğumu ve rahatsızlık duyduğumu söylemek isterim. birinci etken filmin müzikleri. bu filmdeki müzik de korkuttu beni, özellikle siyah taş ortaya çıktığında çalan tuhaf ilahiden bir tırstım. görsel efektler çok rahatsız ediciydi, az bakayım da beynime beynime subliminali yemiiim dedim. bir de bu adamın filmlerinde sürekli kendisinin bildiği ama bizim göremediğimiz ya da anlamını çözemediğimiz esprilerin, şifrelerin olduğu hissine kapılıyorum. kamera açısında bile bi amaç var, ekstradan bi şey göstermek, olaya değinen bir parça bırakmak ister gibi. her sahnede mutlaka bi şey var ki bir sahnenin bu kadar uzuuun sürüyor gösterimi. sanki, hadi gerzekalıcım gör bi şeyleri, fark et der gibi geliyor bana. bilemiyorum. filmdeki hal muhabbettini çok beğendim. özellikle dave, hal puştunu resetlerken bir rahatlama geldi. siyah taşın gizemini çözemediğim için bi ara filmin başındaki primatlardan bir farkım yokmuş gibi hissetsem de çok şükür ki internet var da yazılanlar ile cahilliğimi kapattım. yalnız son sahneyi gerçekten anlamadım. anlayan beri gelsin beni de aydınlatsın. sonuç olarak filmin belirli yerlerini anlamasam da beğendim. dediğim gibi bu adamın filmleri beni hep rahatsız eder, ürkütür ama nedense beğenirim de. tuhaf bir güzelliği var. ilginçtir. bir de dönemine göre ilerideki teknolojiyi belirli açılarla tutturması gerçekten çok hoştu. ileri görüşlülük böyle bir şey işte. adamın eserleri bu yüzden kült eser sayılıyor bence. her zamana uygun. yalnız filmi gece izlediğim için çok korktum ya. tv yi kapatınca evin ortasında siyah taş gördüm gibi oldu ödüm koptu. amına goyim kubrick dedim rahmetliye gece gece. kusura bakmasın artık.
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bu kadar övgüye rağmen bir halt anlamadığım için kendimi mal hissettiğim film. Tam bir sanat filmi. İzlerken kalkıp camdan atmak istedim aksiyon olsun diye. 40 dakika falan tahammül edebildim zaten. Film ondan sonra başlıyorsa başlamasın bir zahmet bana müsaade
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      saf film tanımının karşılığı.